"İncesu’da, meydana yaklaşık iki yüz metre uzaklıkta, hafif bir eğimle tırmanılan küçük bir tepede kurulu bir kilise vardır. Bu kilisedeki duvar resimlerinin Karamanlıca olduğunu uzun zaman önce fark etmiş, ancak resimler biraz yüksekte durduğu için ayrıntılı fotoğraf çekememiştim.
.
Çekebildiğim tek fotoğraf Aziz Eusthatios’la ilgili bir dinsel resimdi. Kaynağı Sivas olan bu Hıristiyan söylencesinde, asker azizlerden biri olan Aziz Eusthatios’la ilgili üç resmin yan yana durduğu anlaşılıyordu. Bunların yanındaki açıklamalar da Karamanlıcaydı. İlk gelişimde yalnızca bir resmin yazılarını okuyabilmiş, Karamanlıca yazıları olan bir kilise bulmanın güçlüğünü çok iyi bildiğim için bu konuda çok dikkatli ve titiz davranarak olaydan pek fazla kişiye söz etmemiştim. Korkum, bu resimlerin yazılarının okunamadan yok olması veya başına bir iş gelmesi idi.
Çekebildiğim tek fotoğraf Aziz Eusthatios’la ilgili bir dinsel resimdi. Kaynağı Sivas olan bu Hıristiyan söylencesinde, asker azizlerden biri olan Aziz Eusthatios’la ilgili üç resmin yan yana durduğu anlaşılıyordu. Bunların yanındaki açıklamalar da Karamanlıcaydı. İlk gelişimde yalnızca bir resmin yazılarını okuyabilmiş, Karamanlıca yazıları olan bir kilise bulmanın güçlüğünü çok iyi bildiğim için bu konuda çok dikkatli ve titiz davranarak olaydan pek fazla kişiye söz etmemiştim. Korkum, bu resimlerin yazılarının okunamadan yok olması veya başına bir iş gelmesi idi.
Söz konusu resimde “Hristos Efendimizin ayios statiosa gelişün buynuzlarının arasında stavros üzerinde görünüp ve namı içün (okunamadı) …leri haber verdiği” yazılıdır. Bu resim yerel söyleyişle yazılmış bir Türkçe olması bakımından, geç dönem Rum azınlığın etnolojik yönden incelenmesinde büyük değer taşıyan bir belgedir. Bu haliyle bile bize çok şey söyleyebilmektedir.
Kilise, kâgir bir yapı olarak yüz elli yıl kadar önce yapılmış olmalıdır. Kitabesi sökülmüş ve kaybolmuş olduğundan benzer yapılara bakarak tahminde bulunabiliyorum. Yerden altı yedi metre kadar yüksekte bir sıra resim dışında tavanda, göz hizasında ve kemerlerde hiçbir resim yoktur. Kalan resimlerden anlaşıldığına göre bu resimler badanadan öte, başka bir boya ile de kapatılmış olmalı; çünkü pek çok resmin renkleri eski fotoğraf tekniğine göre düşünürsek “arabına” dönmüş. Aşağı katmanlarda zaten çok kazıntı var, burası zaman içinde çeşitli amaçlarla kullanıldığı için tahribat çok ağır. Ancak her nasılsa üst katlarda zaman hükmünü yürütmüş ve resimler badana edildiği halde görünür hale gelmiş.
Kilisede aziz halelerinin üçgen biçiminde yapılmış olması, buradaki resim sanatı hakkında çok önemli ipuçları verebilirdi. Çünkü bu kilise dışında ben bu tarzda bir çizime hiç rastlamadım. Ayrıca konuları itibariyle de Tevrat’a, apokriflere çok yönelmesi de düşündürücü; biz bırakın Hıristiyanların düşünce dünyasında neler olup bittiğini, onların bir zamanlar buralarda yaşayıp Türkçe dualar ettiklerini, Türkçe ayinler yaptıklarını bile bilmiyoruz.
Kilisenin apsisinde Kapadokya kiliselerinin hiç birinde rastlanmayan ve aslında gerçek bir bir istisna sayılması gereken kutsal üçleme vardır. Bu kilisenin adı muhtemel ki Mukaddes Teslis Kilisesi’dir. (Yahut Ayia Triada Kilisesi de denmiş olabilir.)
Resimlerin hepsinin üst kenarında bir şerit halinde Yunanca dualar yazılıdır. Yine hemen hemen tüm resimlerin alt bölümünde de kimin parasıyla yapılmışsa onun hayratı olduğuna dair Türkçe bir not görülmektedir.
Örneğin dört azizi yan yana gösteren bir resmin sol alt köşesinde şöyle bir not vardır: “Ürgüplü berber Kiryakonun hayreti”. Konusu anlaşılamayan başka resmin de, “Venetoğlu Hacı Yeorgi” hayratı olduğu anlaşılıyor.
Kilisede yalnızca resmi yaptıranların adı Karamanlıca yazılmış değildir. Tevrat’tan alınma İbrahim peygamber betimlerinde de Karamanlıca açıklama vardır. Yan yana üç pafta halinde İbrahim peygamberin işleri anlatılmaktadır; birinci paftada İbrahim’in (Pater Avraham’ın) ayia triadı davet ettiği yazılıdır. İkincisinde oğlunu kurban edişi ve meleğin onu engelleyişi görünmektedir. Bu resmin üstünde “Pater Avraamın oğlunu kurban ettiği” yazılıdır. Bu resmin alt bölümünde Savva’nın oğlu ……(okunamadı) hayratı olduğu belirtilmiştir.
Bir başka resim de elinde kılıç tutan bir asker aziz resmidir. Bu hem melek hem de savaşçı biçiminde çizilmiş, grotesk bir düşünüş tarzı olsa gerektir. Çünkü hem melek hem de savaşçı olmak tuhaftır. Bu resmin elinde tuttuğu kalkan İsa’nın savaşçısı olmayı anlatır gibi görünüyor, çünkü üstte İsa’yı simgeleyen harfler var, ancak alttaki işaretler için Yunancası üzerinde düşünmek gerek. Bu resmi yaptıran da Yuanis’in kızı Teviteni’dir.
Kilisede daha pek çok resim var. Kanımca da bir sanat tarihçiyi yıllarca uğraştıracak kadar da bol malzeme içeriyor. Bu kiliseyi bilim dünyasının dikkatine sunmak isterim. Çünkü Türkiye’de şimdilik tek olduğunu düşündüğüm bir özelliğiyle koruma altına alınmalı ve üzerinde titizlikle çalışılmalıdır: Ayia Triada Kilisesi adını verdiğim bu kilise, Türkiye’de Karamanlıca resimleri olan tek kilisedir."
KİLİSENİN ADINA İLİŞKİN UYARI VE DÜZELTME:
Bahsi geçen kilisenin adı, kimi kayıtlarda "Agios Eftesios Kilisesi" olarak yer alıyor ancak kilisenin kitabesi kayıp olduğu için adı (yapılış tarihi, banisi...) bilinmiyor. Kayıtlarda "Agios Eftesios" olarak geçmesine rağmen bu durumun sehven veya yanlış okuma, aktarma sonucu olması muhtemel. Çünkü "agios" kelimesi kilise adlarında (çoğunlukla) kullanılan Türkçe "aziz" kelimesinin karşılığını vermiyor. Bununla birlikte, Hristiyan literatüründe "Eftesios" adında bir "aziz" de bulunmuyor. Kayıtlarda geçen bu (yanlış yazılmış) isim bilgisi, eğer bir yerden görülerek, duyularak alındı ise (bu bilgi doğru kabul edilse bile) bunun doğru yazılışı "Ayios (Aziz) Eusthatios (Ostatyos) Kilisesi" olmalıdır.
.
Kilise içindeki resimlerde yer alan yazılardan hareketle yapılan çıkarımla kilisenin adının Mukaddes Teslis Kilisesi (Ayia Triada Kilisesi) olması da muhtemeldir.