9 Temmuz 2017 Pazar
Bir eski konak...
"Eski İncesu"nun dışında, köprünün üst kısmında, kesme taşla ve eski mimariyle konak tarzında yapılmış tek ev. En az 60 yaşında. Konakta şu an yaşayan yok, metruk durumda. Konumu, mimarisi, müştemilatı, geniş bahçesi ve görece yeni binalar arasında kalmış biricikliğiyle (Kapadokya bölgesinde yer almadığı için) metruk bir bina olmayı değil, butik otel, pansiyon, müze, atölye, sanat galerisi, restoran, kafeterya vb olarak hizmet vermeyi hak ediyor.
8 Temmuz 2017 Cumartesi
Metruk Namık Kemal İlkokulu
Okul binası, kitabesine sonradan yazılmış yazıya göre 1957 yılında yapılmış. Şimdilerde kullanılmıyor, metruk durumda...
Bahçesinde, aynı adla açılan yeni bir binada Namık Kemal Anaokulu bulunuyor.
Özel İdare Müdürlüğü eski binası
İncesu Özel İdare Müdürlüğü eski binası. Şu an, İncesu Devlet Hastanesi Morg'u olarak kullanılıyor. "Daire" olarak da bilinen, şimdilerde ikisi bulunmayan bu "eski" kamu binaları, benzer tip ve büyüklükte çatılı, bahçeli ve tek katlı olarak yapılmış 3 binadan oluşuyordu. İlki, yerinde şu an KCETAŞ İncesu İdaresi'nin yer aldığı Ziraat, yani İlçe Tarım Müdürlüğü binası. İkincisi, İncesu Özel İdare Müdürlüğü (eski) binası. Üçüncüsü de, yerinde şu an İncesu Devlet Hastanesi'nin yer aldığı Veterinerlik binası.
"Özel İdare" nedir, ne iş yapar pek bilinmezdi ancak halen ayakta olan bu "dairenin" solunda bulunan Ziraat'in ve sağında bulunan Veterinerlik'in ne olduğu belliydi. Ziraat'in önündeki uzun girişte, tarlaya bağa gidilmesi için yeşil renkli International pick-up, Veterinerlik'in önünde ise kapalı kasası siyah, kupası beyaz bir Otosan pick-up dururdu. Küçük arka bahçesinde, ineklere sunî tohumlama/aşılama yapılan bir yer bulunuyordu.
...
6 Nisan 2017 Perşembe
Eski Atatürk İlkokulu binası
Geçen yaz (2016 Ağustos itibariyle), çekilmiş olan alttaki fotoğraflarda görüldüğü üzere bu haldeydi. Kim bilir belki de yıkılmıştır, şimdilerde.
Atatürk İlkokulu - Ağustos 2016 |
.
Bizler, bu okulda okuma-yazma öğrendik. Haşlanmış yumurta kokulu beslenme saatlerinde soğumuş patates kızartması yedik. 23 Nisanlarda "Grafon kâğıdı" dediğimiz krapon kâğıtlarıyla sınıflarımızı süsledik. Çamurlu ayaklarımızla o merdivenlerden çıktık. Mayıs haziran sıcaklarında, su kesintisi nedeniyle okul bahçesindeki çeşme akmayınca arkada, hemen yolun karşısındaki her daim akan büyük çeşmeden su içtik. Kuru fasulyeyle saymayı, fişlerle heceleri burada öğrendik. Önce Semiha Koca'nın, sonra Semiha Payas'ın öğrencileri olduk. Başımızı ilk kez bu okulda yardık. Derslerimize iyi çalışmazsak alt sınıfların öğretmeni Yılmaz Aydınlık'ın sınıfına verilmekle korkutulduk. Yağmura yakalandığımız bir 23 Nisan provasında, hemen okulumuza sığınıp cümbür cemaat doluştuğumuz -fotoğrafta harabeye dönmüş şekilde gözüken- sınıfımızda misafir öğretmen Mevlüt Yoğurtçu'dan bir köyde yaşadığı ilk öğretmenliğine dair anılarını şen kahkalar eşliğinde dinledik. Üst sınıfları okutan (rahmetli) Mehmet Karavelioğlu'ndan sınıfça, babacan nasihatler aldık.
Zaman, mekân, insan... Şimdi, hiçbirisi yok.
...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)